Marianne’in Kalbi veya Ah Minel Aşk
- Alfred De Musset, 1810–1857.
- Önce şair sonra oyun yazarı, öykücü ve romancı.
- Daha çok okunmak için yazmış oyunlarını, bence bunun en önemli nedeni yazarın aslında bir diyalog ustası olması.
- Öykülerdeki betimleme, açıklama zahmetine pek katlanmak istememesi,
- meselesini yani hikâyelerini tiyatro oyunları şeklinde yazmasına neden olmuş;
- karşılıklı konuşmalarla ve mizanseni de pek sallamadan.
- Oyun başında bir dekor ve kostüm notu ve başlasın dram.
- Marianne’in Kalbi Alfred’in en çok oynanan eseri.
- Altı haftada yazmış,
- yazdığı yaşın (23) coşkusu ve yazarın karakteri ile beslenmiş.
- İki kez yazmış,
- ikincisi oynanmak için.
- Dili şiirsel ama kendisi yapmacıklıktan uzak bir dram...
- Ama hakikaten dram dostlar.
- Nefis bir olay örgüsüyle zarif ve içtenlikli bir aşk, belki birkaç aşk...
- Elli sayfacık.
- İki perde.
- Başlıyor ve bitiyor.
- Karavellisi filan yok.
- Zaten eleştirmenlere göre de “oyunun canlı ve yeni kalmasının” temel nedeni bu içtenlik, yalınlık, akıcılık, bir dramatik değere sahip olmak.
- Twitter’da özlü söz, hele aşka dair vecizelerin düşkünlerinin bayılacağı,
- paylaşmaktan usanmayacağı çarpıcılıkta cümlelerle ayrıca şenlenmiş bir oyun Marianne’in Kalbi.
- Örneğin Octave şöyle der oyunun bir yerinde Marianne’e: “Siz, Bengal gülleri gibisiniz Marianne; dikensiz, kokusuz...”
- Marianne, anlaşılacağı üzere oyunun kadın karakteri;
- genç, güzel, iffetli ve kibirlidir.
- (Oyunu okurken radyoda çalan bir Müzeyyen Senar şarkısında “Huysuz ve Tatlı Kadın”a nasıl da denk geldi.)
- Lakin Yaşlı yargıç Claudio’nun karısıdır. Hay bin yaşlı kunduz!
- Oyunda da fark ederiz zaten; devleti de temsil eden yaşlı yargıç Claudio, devletin kendisi gibi hep hak ettiğinden fazlasını alır ve hep hak ettiğinden fazlasına hükmeder!
- Bizim sümsük âşık Célio Marianne’e bir türlü açılamaz.
- Devreye serkeş adamımız Octave girer.
- Célio adına Marianne ile konuşur filan.
- Sonra klasik dramların klasik yanlışlıklar, aksilikler kurgusu devreye girer;
- Célio ölür,
- Octave vicdan azabı çeker
- ama arada önemli nokta olarak Marianne tüm bu arabulucu konuşmalar sırasında Octave’a âşık olur, Célio’ya değil.
- Ve oyun müthiş bir replikle biter.
- Öncesinde Célio’nun ölümünden duyduğu vicdan azabını bir veda tiradıyla dile getirir Octave;
- arada Marianne Octave’a aşkını mırıldanır olur.
- Ve perde, der Octave bahsettiğim müthiş replikle:
- “Ben sizi sevmiyorum Marianne. Sizi Célio seviyordu.”
- Son.