
Bir partinin
yani sıradan, aslında herhangi bir örgütlenmenin
hiçbir kutsallığı olmayan bir yapının
yiyen, içen, uyuyan, tıksıran insanların oluşturduğu sivil bir şeyin
gün gelip
kendi kendilerine birtakım ayrıcalıklar, kutsallıklar, büyüklükler, dokunulmazlıklar yüklemesiyle ve saire
yahu işte bir zümrenin
halkın bütününü kapsayan devlet denen en üst, en geleneksel, en kurumsal, tarihsel olguya ve aygıta
egemen olması, fena halde egemen olması
bir nevi tahavvül etme ile kendini hakim kılması
devleti araç, kendi varlığını amaç kılması
böylece canının istediğini yapma başkanlığının tecessüm etmesi
partili anlayışın, algının, fikriyatın devletin esas ideolojisi haline gelmesi
falan filan...
Parti devleti diyorduk değil mi?
Memleketin topyekün bir arenaya dönüşmesi, muhaliflerin o arenanın içine itilmesi...
Arena dediler de...
Ha parti devleti, ha arena devleti...
Neyse ki buralarda böyle bir şey yok. Oh!